Fotoğrafa Nasıl Başladım?

Merhaba, ismim Aslı.

Amatör olarak doğa ve manzara fotoğrafçılığı ve astrofotoğrafçılık ile ilgileniyorum.

“Dünya bir toz bulutuydu” diyerek başlamayacağım, ama çoğumuzunki gibi hikayenin başı çocukluğuma uzanıyor. Ailede çoğunlukla annemin kullandığı, kompakt filmli bir makinamız vardı. Annem o makina ile fotoğraflarımızı çekip albümler hazırlardı. Normal şartlarda tekrar tahayyül edemediğim zamanlara açılan kapılar gibi şimdi o canım fotoğraflar, renkli renksiz… Albümleri içinde zamanı dondurmuş, kapağı tekrar açmamızı bekliyorlar.

Sonrasında mimarlık fakültesi, tabi projelerimiz için genelde sahada oluyorduk. Arazi kullanımı paftası için Anadolu’nun irili ufaklı ilçelerinin sokaklarında bina fotoğrafları çekerken gözümüzü geliştirdik sanırım. Bu başka amaçlı faaliyet, bende bir yandan alaylı bir altyapı oluşturdu sanırım. O zamanlar perspektif dışında bildiğim pek bir kural yoktu; altın oran 1/3 vb bilmiyordum ama ilginçtir ki o gün çektiğim fotoğraflara baktığımda kurallara genel olarak uymuş olduğumu görüyorum.

Lisans bitince İtalya’ya gittim. O süreçte fotoğrafa gerçekten ilgi duymaya başladığımı söyleyebilirim. Bir yandan yurtdışında yaşamanın insana farkında olmadan getirdiği milliyetçilik duygusu, bir yandan özlem derken internette bir takım platformlarda kendimi yazı yazar ve bir şeyleri açıklar buldum. Dijitalin artık “ben burdayım” dediği zamanlara denk gelmişti ve ilk kompakt dijital kameramı İtalya’da edindim. İtalya’da yaşadığım süre içinde bir çok ülkeyi ve yüzlerce şehri defalarca ve kolayca gezme şansım olduğundan buralarla ilgili yazılar ve fotoğraflar paylaşmaya başladım. Peşi sıra üye olduğum Fotoğrafçılık platformlarında işin teknik tarafına da merak sarmaya başlayınca, “Aslı sanırım artık bir DSLR alma vaktin geldi” diyerek ilk DSLR makinamı aldım ve ilk setim şöyleydi:

Nikan D80 body, Nikkor 18-70mm f/3,5 – 5,6 kit lens, Sigma 70-300mm f/4-5,6 Apo Dg Macro, Nikon Speedlight sanırım SB-600 harici flash, fotoğraf çantası, kendini zor taşıyan bir tripod.

İtalya’da geçirilen 8 senenin sonunda tekrar memlekete dönüş, tekrar adaptasyon vs derken bir müddet makinayla uzaklaştım. Sonra çalıştığım kurumsal firmanın fotoğrafçılık klübünü keşfedip, bunlar ne yapıyormuş bir bakayım derken yine fotoğrafa dolandım. Sokak fotoğrafçılığı ile sahalara döndüm, ardından İFSAK üyeliği, uzun pozlamayı keşfetmem, doğa fotoğrafçılığıyla “kendimi” tekrar keşfetmem akabinde astrofotoğrafçılık ile tanıştım. İlk astro fotoğrafımı çekeli dolu dolu 5 sene olmuş.

Uçmakdere’de Samanyolu ve dalyanlarla

Astrofotoğrafçılık nasıl başladı?

Aslında uzun pozlama ile başladı diyebilirim.Yine sokak fotoğrafı çekeyim diye kendimi sokaklara attığım bir gün yanımdaki arkadaşım “Akşama İFSAK’ın Pierre Loti’de mavi saatler çekimi var, hadi sen de gel” diyince soluğu Haliç’te aldık.

Yanımda D80, tripod zaten yok. Ama güzel insanlar, sohbet gözlem derken hoşuma gitti. Sonra gerisi de geldi. İlk yıldız fotoğrafım bir yıldız döngüsü, Topuk Yaylası’nda 1 saat tek kare pozladım. Hava çok nemli, bulutlu ve soğuktu. Değerleri tarif usulü verip, emaneten arkadaşımdan aldığım Canon Eos Mark ii ile gayet naif bir iz alabildim. 24mm f/2,8 vardı kameranın üstünde, benim D80 ne gövde ne lens olarak bana istediğimi veremiyordu artık. Yolları ayırma vakti gelmişti.

Gerdekkaya, Frig Vadisi

Türkiye’de Astrofotoğrafçı Olmak Nasıl Bir Şey?

Dünyanın neresinde olursanız olun astrofotoğrafçı olmak zor öncelikle. Gece gezmek riskli. Planlamanızı çok iyi yapmanız gerekiyor. Tek başına olmamakta fayda var. Ufak, max 3-4 kişiden oluşan bir ekiple çıkmayı hem öneriyor hem tercih ediyorum.

Gece görüş açınız da çok daraldığından gün ışığında elinizi kolunuzu sallayarak gittiğiniz dümdüz yolu, çekiminizi tamamladıktan sonra zifiri karanlıkta bulamayabilirsiniz. Işık kirliliğinin minimum düzeyde olduğu ve iyi kadraj veren mekanlara ulaşım zaten zor ve ıssız olduğundan yaban hayat sizi bir noktada bularak zarar verebilir.

Fotoğraf ekipmanınız kadar üstünüze giydiğiniz ekipmanın da sağlam olması gerekir. Gece doğada hava şartları çok hızlı değişebildiğinden, tepeden tırnağa outdoor, tercihen lahana usulü üstüste giyinmenizi tavsiye ederim. Gece görüşün azalması sebebiyle taşa çukura takılıp bileklerinizi incitme riskine karşı bileklikli bot, yazın ortasında bile olsanız bere eldiven yanınızda bulunmalı. Hipotermiye girmek üzere olup, tası tarağı toplayıp olay mahalini terk ettiğim çekimler oldu. Hiç bir şey sizden önemli değil, risk olduğunu düşündüğünüz yerde kalmayın.

Bunun dışında gözünüz kapalı hakim olabilecek kadar ekipmanınızı tanımanız gerekiyor. Herhangi bir ışığın kadrajınıza girmemesi için el ya da kafa fenerlerinizi elinizden geldiğince az kullanmalısınız. Bu yüzden eğer eğitim gezisi değil ise gerçekten bu işi bilen kişilerle ve aynı alanda olsanız da farklı noktalarda tripod kurarak emeğinize zara vermeyecek şekilde konumlanmanız da önemli tabi.

Uçmakdere ve dalyan

İlk Ekipmanlarım ve Halihazırda Ne Kullanıyorum?

Astrofotoğrafçılığa ilgi duymaya başladıktan sonra elimdeki ekipmanın istediğim fotoğrafları çekebilmek için yeterli olmadığını anlamıştım. Tabii ki artık kameraları çok gelişmiş cep telefonları var ve onlarla da gökyüzü fotoğrafı çekmek mümkün. Ancak bu iş “derinlik sarhoşluğu” gibi, hep daha iyisini çekmek istiyorsunuz. Daha çok detay, daha az gürültü, daha geniş, daha dar, daha hızlı derken zaten kafanızda ortalama bir ekipman oluşuyor. Bütçenize göre yavaş yavaş oluşturabileceğiniz ekipman için kendinizi planlayabilirsiniz.

Astrofotoğrafçılık çerçevesinden konuşacaksak ilk gövdem Nikon D750 diyebilirim. Nikkor 24-120mm f/4 dışında, astro için uzun süre Nikkor 16-35mm f/4 kullandım. Diyafram açıklığı sebebiyle yavaş bir lens gibi görünse de odak uzaklığı olarak sevdiğim bir aralıktır. Nikon D750 gövde olarak çok iyi iso permormansı gösterdiğinden, diyafram aralığında kaybettiği stop değerini iso’da bana yeterince sağladı diye düşünüyorum. Bir ara Sigma Art 14mm f/1,8’i de ekibe katmıştım ve gerçek bir canavar olduğunu itiraf etmeliyim. Hem prime, hem fish eye olması nedeniyle diyafram aralığının üstüne ilave ışık düşünün, bu lens adeta ışığı soğuruyor ve kadrajı ışığa boğuyordu. Nerdeyse sıfır coma ve benim o zamana dek bildiğim tüm değerleri alt üst etmiş bir lenstir. Ancak çok ağır, bana çok geniş, uzun pozlama yaparken ayrı bir filtre sistemi taşımam gerektiğinden ilave ağırlık taşıtan bir lensti. Yıldız izi için evet ama samanyolu için de çok geniş kalıyordu. Şimdiki aklım bana samanyolu için en geniş 20mm kullanmam gerektiğini söylüyor. Gerçi bu işler zevk meselesi ancak, 14mm ile lensiniz çok iyi olsa bile hem kadraj fazlasıyla distorsiyon yapıyor hem de istediğiniz detayı alamıyorsunuz. Zamanla, çektikçe ve takip ettikçe ister istemez fikir ve zevkleriniz de değişiyor.

Şu an ise elimde Nikon Z6 var. Yaklaşık 3 sene evvel aynasız dünyasına ben de dahil oldum. 15 yıllık Nikon kullanıcısı olarak özellikle Nikon’un aynasız çıkarmasını bekledim mi acaba? İlk göz ağrım DSLR’dan sonra geçmeden evvel kaygılarım vardı ama, Z6’yı alır almaz bu kaygıların yersiz olduğunu da görmüş oldum.

Gövdeyi Nikkor Z 24-70mm f/4 ile aldım ve bu lens ile güzel astrolar çektim. Geçen sene de yine Z mount 14-30mm f/4 aldım, pandemi sebebiyle malesef henüz tecrübe etme fırsatı bulamadım. Aynasız gövde sayesinde hem ağırlık hem boyut olarak ufaldığım gibi, 14-30mm ile de en favori zoom lens odak uzaklığımı hem çok daha hafif hem de 100×100 filtre seti ile kullanabileceğim bir şekilde elde etmiş oldum. Samanyolu camiasının fenomen vloggerların’dan Milkyway Mike’ın 14-24 ile 14-30’u karşılaştırdığı videosu da arada hemen hemen hiç bir fark olmadığını gözler önüne serince 1/3 fiyatına 14-30’u tercih ettim. Bu yaz kendisiyle çılgın gökyüzüleri almak için sabırsızlanıyorum.

Move shoot move rotatorım var bir de, onu da 3 ay evvel sipariş vermiştim. Kendisi geniş açı astro’da track için kullanabileceğiniz sanırım en hafif ekipman. Cebine koy dolaş bir ekipman arayışındayken böyle bir tracker var ilgilen istersen diyen arkadaşlara selam olsun. Normalde post process aşamasında stack yöntemiyle editlediğim samanyollarıma artık bir de tracking aşaması eklenecek. Sonuçları gerçekten heyecanla bekliyorum!

Çekim Planlamasını Nasıl Yapıyorum?

Planlamayı öncelikle ay takvimine göre yapıyorum. Beyaz yakalı olunca kafanıza göre izin kullanamıyorsunuz. Tatilimi sahillerde geçirmeyeli uzun zaman oldu. Her sene başından ben zaten bu sene buraya giderim diyip gözüme kestirdiğim yerler oluyor. İzinlerimi de samanyoluna, yeniaya ve işyerimdeki arkadaşlarımın durumuna göre planlıyorum.

Bu arada olmazsa olmazım, kullandığım basic aplikasyonlar var. Photopills bunların en başında geliyor. Ay takvimine baktıktan sonra muhakkak samanyolunun doğuş ve batış saatlerine, pozisyonuna, bulut ve yağış durumuna, ışık kirliliğine, arazinin topoğrafyasına göz atarım. samanyolunun önüne alacağım objeyi çalışırım. Çekim yapacağım yere muhakkak mavi saatlerden evvel varmış olurum. Kadrajı çalışırım. Mavi’de teçhizatımı zaten kurmuş olurum.

Gittiğim yerlerde jandarma, muhtar, çoban önceden haber veriyorum. Özel izinle girilmesi gereken antik kent gibi yerler için önceden izin alıyorum.

Astrofotoğraf Çekimi ve İşlemeyi Nasıl Öğrendim?

Bu alan okyanus gibi, asla oldum diyemeyeceğiniz bir mecra. Zaten kişilik olarak ben oldum dememeyi kendime düstur edindiğimden sürekli araştırmak ve öğrenmek çok keyif veriyor. Özellikle takip ettiğim yabancı fotoğrafçılar var. Daniel Kordan, Marc Adamus, Michael Shainblum, Milkyway Mike, Nick Page gibi… Youtube’dan da takip ettiğim fotoğrafçılar bunlar. Nasıl hareket ediyorlar, nasıl planlıyorlar, ekipmanları nedir, nasıl işliyorlar bunları takip ederek kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Ama tabanı İFSAK’da uzun pozlama atölyesi ile birlikte aldım. Zamanla öğrendiğinizin üstüne koymak ya da unutmak tamamen sizin kendi tasarrufunuz.

Fotoğraflarımı genel olarak Camera Raw ya da LR + Photoshop ile işliyorum. Yıldız izi için Starstax ya da PS, stack için ise Starry Landscape Stacker kullanıyorum. Photoshop’uma entegre ettiğim ayrıca kullandığım astro paneller de mevcut. Ara ara youtube’daki eğitimlerini izleyerek, editleriyle kendiminkilerini kıyaslıyor ve geliştiriyorum.

Aladağlar ve samanyolu

Astrofotoğrafçılığı Bir Ekiple Mi Yapıyorum Yoksa Yalnız Mıyım?

Spesifik bir ekibim yok ama birlikte yol yapmaktan ve aynı göyüzünü paylaşmaktan haz aldığım dostlar var.

Çok kalabalık gruplarla fotoğraf çekmeyi tercih etmiyorum. Tabi ki konu eğitimse kalabalık gruplardan söz etmek mümkün ancak eğitimden sonra max 3-4 kişilik ekiplerle çıkmanızı öneririm. Bu iş konsantrasyon işi, dikkatinizi dağıtacak şeyleri minimize etmek durumundasınız. Ayrıca gecenin sessizliğinde doğanın içinden size seslenen bir baykuşu duyabilmek ya da ateşböceklerini dinlemek ayrıcalığına ancak bu şekilde sahip olabiliyorsunuz. Ben bu işi biraz da fazlaca duygusallaştırıp hikayeleştirdiğimden, keşke tek başıma çıkabilsem dediğim zamanlarım da oluyor. Ancak gece çok büyük risk arkadaşlar, tek başınıza lütfen bu riski almayın. Hani kendi kendinize takılıp düşseniz bile sizi kaldıracak biri olmalı. Genelde çekim yaptığımız yerlerde telefon da çekmediği için, muhakkak en az 2 kişi çıkın. Yanınızda birilerinin olması gerekiyor.

Bu arada bir kaç defa yanımda fotoğrafçı olmayan, lokal insanlarla da çekim yaptığım oldu. Sağolsunlar sabır gösterip yanımda oldular. Eğer döngü alıyorsanız, siz kadrajı yapıp, makinanızı ayarladıktan sonra kendi kendine çekmeye başlıyor. O esnada ışıkları kapatıp dostlarla çay içmek, çekirdek çitlemek mümkün; arada makinayı kontrol etmek yeterli oluyor. Şayet samanyolu çekiyorsanız bu rahatlık mümkün değil ama yanınızdaki kişiye göre de kendinizi ayarlıyorsunuz. Her şey fotoğraf değil ayrıca, o ortamı yaşamak, yıldızlara çıplak gözle bakmak, aralarından takım yıldızları seçip hikayelerini hatırlamak da müthiş bir duygu.

Bu arada İvriz Anıtı ile ilgili bir anımı anlatayım. Murat Erün ile yol yapıyoruz. 3-4 gün yol bizi nereye götürürse plansızlığındayız ki İvriz’e uğrayalım dedi. Kendisi belgesel yönetmeni ve hem bölgeye hem insanına hakim. İvriz anıtını çekeceğim, sabah gittim kadrajı kafamda kurdum akşama tekrar gidip yıldız izi alacağım. Akşam bir gittik cayır cayır projeksiyonla aydınlatıyorlar anıtı, yüzüm düştü imkanı yok dedim.

Bakkal Ahmet Abi jeneratörleri kapatırız dedi:) Kapattılar parkın ışıklarını ve ben normalde alınmayacak bir fotoğrafı aldım o gece. İşte lokalin gücü, güzel yüreklere selam olsun.

İvriz Anıtı ve yıldız döngüsü

Başıma Gelen İlginç Olaylar?

Her çekimde başıma muhakkak bir şeyler geliyor tabii:)

Mesela eğer çekimdeysem muhakkak bir köpek beni bulur ve benimle takılmaya başlar. Bir keresinde Saros’ta suyun içinde kayalıkların arasında çekim yapıyorum, suyun içinde deniz şakayıkları falan yüzüyor rüyanın içindeyim resmen, bir kedi dadandı. Tüm gece yanımda bekleyip, çadıra kadar beni teslim ederek sonra kayboldu, ilginçtir.

Frig Vadisi’nde çekim yaparken defineci sanılmışlığım var.

Blaundus’ta antik şehre giren iki astrofotoğrafçının selamına karşılık verişim karşısında irkilmeleri… Gecenin bir körü antik kentte tek başına çekim yapan bir kadın düşünmemişlerdi tabi:)

Harran’da, Kapadokya’da, Umman’da, Girit’te, Avusor’da, Naçadirev’de her yerde anılar var ve her sahaya çıkışımda yenileri ekleniyor. Yeni insanlar, insanların en güzel halleri; doğayla içiçe…

Blaundus Antik Kenti

Derin Uzay Düşünür Müyüm?

Yeni rotatorımı aldıktan sonra kesinlikle denemeyi düşünüyorum. Ancak 70-200mm aralığında bir değerle, daha fazlasını zaten benim tracker taşımayacak. Andromeda denerim diye düşünüyorum. Bu işi hakkıyla yapan arkadaşlarımın kamplarına katılarak deneyimlerinden yararlanmayı çok isterim. Ama gönlüm daha çok genişaçı’da itiraf edeyim. İstediğim kadraj için yollara düşmek çok farklı bir motivasyon. Kaçmak isteyenlere, yolseverlere, doğacılara bir şekilde bulaşmalarını da tavsiye ederim.

Aslı Aydın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s