Yıldızların ışığını şehirlerden görebilmek için canımız çıkıyor. Aslında kafamı kurcalayan şey, atmosferin dışına çıktığımız zaman nasıl göreceğiz bu yıldızları ve diğer gök cisimlerini?

Şimdilerde de kafamda deli sorular kaybolmaya başladı. Her zaman diyoruz ki karanlık bir gökyüzü lazım bizlere güzel fotoğraflar çekebilmek için.
Ama burada ince çizgi şu olacak:
Sol tarafta var olan Dünya’nın aydınlık tarafından yansıyan ışığın miktarı ve arka planda kalan karanlık gökyüzünün shutter hızının yüksek olmasından dolayı karanlık arkaplanın daha karanlık ve parlak yerlerin ise patlamadan belirgin olarak çıkmasına olanak vermiş. Hani 1/2000 ya da 1/8000 gibi hızlarda çekilen fotoğraflarda karanlık yerlerden detay yakalayabilmek çok zordur .
Gelin, uzaydan gökyüzünü kenara bırakalım. Başka destekleyici ve örneklerle düşündürücü astrofotoğraf başlığında tartışabiliriz.
Andromeda Kim Olabilir?
Bu muhterem ismi eline dürbün, teleskop ya da fotoğraf makinesi alan herkes konuşmakta. Aslında çok güzel olduğunun rivayetleri bulunmakta. Olaylar, olaylar… Yani, kıskanan kıskanana. Yok o oldu, yok bu oldu derken Zeus kızıyor. Bu karmaşıklıklardan sonra da bu güzeli, kayalara mahkum ediyor. Üç çocuğunun babası olan Perseus elinde Medusa’nın başıyla beraber gelip canavarı alt edip hatunu kapıyor.

Andromeda Bir Çiçek
Peki, Andromeda bir çiçek deseydim? Çok değişik bir güzellik, acaba neden mi bu çiçeğin adı bu olmuş olabilir ki? Haydi tahmin edilim, çünkü gökyüzünde Andromeda’yı çıplak gözle ya da teleskopla gördüğünüz zaman karanlık içerisinde parıldayan soluk beyaz güzellik olarak görülüyor. Yaaaaa bakın ne diyeceğim, bir gün teleskobum ile geziniyorum ve gökyüzüne bir baktım; gecenin ortasında karanlıkta parıldayan bir soluk nokta var, ama etrafında gri bir sis bulutu. Bu ne olabilir diye araştırmaya başladım ve ilk gördüğüm galaksim Andromeda olmuştu. Sonrasında gözümü bir daha çekmeden takip etmeye başladım .

Peki; Zeus dedik, çiçek dedik, böcek dedik ama asıl olayımız bu güzelliği yakalamak değil mi?
Andromeda Amatör Çekimlerim

Ankara’nın Beypazarı ilçesine giderek fotoğrafladığım bu karanlık gökyüzünün armağanı olan soluk disk şeklinde gözüken parlak nokta sadace otuz adet fotoğraf birleştirilerek çekilmişti. 2019 yılında yaza doğru gittiğim bu alanda arkadaşımla pozlarken, sadace tripod ve kameram ile arkadan inanılmaz korkunç sesler çığlıklar geldi. Biz bir kare daha çekemeden topuk olduk. Sonradan öğrendiğim üzere yaban domuzları arada geliyor ve öyle sesler çıkarıyormuş. Sakın aklınıza paranormal şeyler getirmeyin. Bunların hepsi, karanlığın bize öcü olarak tanıtılmasından kaynaklanıyor.
Eğer 50 mm 1.8 lens kullanıp çekerseniz yukarıda ulaştığım sonuçlara ulaşabilirsiniz. Hatta daha da iyisine.
Bulutların Arasından Andromeda

Derin Uzaydan Çektiğim M31 Pozlarım

Aşağıda paylaştığım ve hatta başka yazılarımda da görebileceğiniz takip cihazı ile yeni çekimlerine başladığım derin uzay fotoğrafçılığının gelişime muhtaç ama bir o kadar amatör kokan pozunu sizlere paylaşıyorum.

Bu lens Andromeda’yı, diğer adıyla bilinen meşhur Messier kataloğunda var olan numara sırasına göre M31’i takip ederken ve yavaş yavaş bir balerinin ahankli valsleri gibi dönerken pozları üst üste bindiriyoruz. Sonuç, aşağıda olduğu gibi çıkıyor. Ama bu pozları iki, üç, dört, beş ya da 10 saat gibi seviyelere çıkarırsanız inanılmaz detaylar ortaya çıkacaktır.
Benim 1 saatlik çalışmamı aşağıda görebilirsiniz.

Son olarak yazımı, sizlere bu M31 Galaksi’sini nasıl bulacağınızı hatırlatarak bitirmek istiyorum. http://stellarium.org linkine tıklayarak yaşadığınızı yerin konumu girin ve sonrasında M31 yazarak gökyüzünde arama yapın. Ardından telefonuzun pusulası ile o konuma doğru saatte bakarsanız, güzel bir silüeti sizler de dürbün ve teleskop ile görebilirsiniz.
Yok benim teleskobum ve dürbünüm şuan diyebilirsiniz ama üzülmeyin benim de yok. Gidiyorum, Canon kameram ile M31’i buluyorum ve pozlamaya başlıyorum. İstiflemem bitince galaksi önümüzde.

Bonus Fotoğraf:

Referans
Batuhan DERELİ