Fezanın ilerisinden coşan kalplere hitaben ilerleyelim mi?
Bütün aşkların ve düşüncelerin arkasında parıldayan yıldızlara karşı sessiz kalabilir miyiz? Kesinlikle bunun hakkında konuşmaya sebeplerimiz bulunmaktadır. Aslında hikayemin tutarsızlığı ahmakça bir rüyanın paylaşılmasıdır.
Gecenin küçük yaşlarımda korkutucu olduğu o günlere geri döndüğüm zaman, Ay dedenin olduğu beni arabanın arka camından takip ettiği o günlere özlem ile dönüyorum. Fakat nasıl başlasam ki bilemiyorum. Yok yok en iyisi dokuz yaşıma geri dönmenin vakti geldi diyorum.
Her zamanki hayata karşı boş boş yürürken klasik bir şekilde babama bir soru sordum, “Şurada parıldayan yıldız ne?” dedim. Ne kadar da güzel, yıldızın ne olduğunu biliyormuşum. Fakat babam kendinden emin bir şekilde Kutup Yıldızı dedi. Şimdi bunu duyunca gülüyorum hala Kutup Yıldızı’nın en parlak yıldız olduğunu zanneden insanlar var. Ama tam arkamdan bir ses, “Hayır, o bir gezegen.” diyen bir Ümit amcam vardı.
Kendisinin gezegen demesi ile şoka uğradım. Bir gezegen çıplak gözle nasıl gözüküyordu? Bunlar kafamda deli sorular oluşturdu. Kendisi bana Venüs’ün çıplak gözle gözükebildiğini söylemişti.
İçimde deli dolu sorular ile tek hayalim, bir teleskop alabilmek olmuştu. Hoppppp kendine gel evlat, burası Türkiye. Sen 2002’de nereye teleskop alıyorsun?
Ailem iyiymiş ki beni aldılar, İstanbul’da bir büyük oyuncakçıya götürdüler. Orada Playstation ve teleskoplar vardı. Tabii ki ben bir Playstation seçtim. Çok da güzel oyunlar oynamaya başlamıştım. Gökyüzü ile alakam, her çocuk gibi hevesle bitti. Ama dur dur bekle devamı geliyor.
Seneler 2007 yılına geldiğinde, fizikçi olan eniştem Amerika’dan bana bir MEADE teleskop getirdi. 70/700 mm bir teleskop ile neler yapabilirdim ki? Aslında o zamanlar hiçbir şey yapmıyordum. Bu yüzden bir kenarda diğer bütün ailelerin yaptığı gibi, evin en seksi köşesinde bak bizim teleskopumuz var havası atıldı.
O zamanlar “Bilim Çocuk” isimli Tübitak yayınlarının meşhur dergileri vardı. Baktım, içi bayağı resimli ve saçmaydı.
Ben de gidip Bilim Teknik dergisi alarak içeresinde bir gökyüzü haritası buldum. Alp Bey’in yazdığı, “Bu Ay Gökyüzünde Neler Gözükecek?” yazısını okudum ve burada ekran görüntüleri vardı.
İnanamıyordum, gökyüzünde Venüs ve diğer gezegenleri görebileceğimi söylüyordu. Orada bir problem var, bu problem ise görebilmek için batı ufkuna doğu ufkuna bakın gibi talimatlar veriyordu.
Ben gittim, bahçeye indim ve ağaçlara baktım. Yosunlu taraflarını aradım, her tarafı yosunluydu. Ağaçların kuzeyini bile zor buluyordum.
Hemen çocuk başıma bir kırtasiye gittim ve ilk aldığım şey, bir pusula olmuştu. Pusula sayesinde artık teleskobumla pencereden baktığım zaman evimizin güney doğu ufkuna baktığını öğrendim. O gece, parıldayan bir şey vardı gökyüzünde. Hemen teleskobumu oraya tuttum ve gördüğüm şeye inanmıyordum. Jüpiter’in görüntüsünü görüyordum.
Benim bunun fotoğrafını çekebilmem gerekiyordu. Bunu nasıl yapabileceğimi bilmiyordum. Bunun için gökbilim forumunu keşfettim. Gökbilim forumu içerisinde, insanlar sayesinde, ilk dijital makinemi aldım.
Bu yazının tek özeti ise içimden gelen basit bir heyecan…
Batuhan Dereli
ODTÜ Fizik
“Yıldızlara Karşı Sessiz Kalabilir Miyiz?” için bir yorum